Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK), Türkiye'deki radyasyon seviyelerinde herhangi bir artışın söz konusu olmadığını bildirdi Kurumun internet sitesinde yayımlanan duyuruda, İsrail'in İran'ın Natanz Nükleer Tesisi'ne gerçekleştirdiği saldırıya ilişkin radyolojik değerlendirmeye yer verildi. Türkiye genelinde 239 istasyonu haiz Radyasyon İzleme ve Uyarı Sistemi Ağı (RADİSA) marifetiyle havadaki radyasyon seviyelerinin sürekli olarak ölçüldüğü ve verilerin NDK bünyesinde bulunan merkeze aktarılarak anlık bir şekilde takip edildiği kaydedilen duyuruda, "14/06/2025 tarihi itibarıyla ülkemizdeki radyasyon seviyelerinde herhangi bir artış söz konusu değildir" ifadesi kullanıldı. Duyuruda, İsrail'in İran'a yönelik gerçekleştirdiği füze ve hava saldırıları kapsamında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (UAEA) resmi kanalından yayımladığı bilgilere göre İran'ın dün TSİ 09.29 itibarıyla tesis dışı radyasyon seviyelerinde herhangi bir artış gözlenmediği, UAEA'nın söz konusu bölgeyi yakından takip ettiği, bölgedeki denetçilerle ve İran Düzenleyici Kurumu ile iletişim halinde bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Ayrıca, dün TSİ 23.50 itibarıyla UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi tarafından yapılan açıklamaya da yer verilen duyuruda, şunlar kaydedildi: "Gerçekleştirilen saldırılarda sadece Natanz Nükleer Yakıt Zenginleştirme Tesisi'nin zarar gördüğünün doğrulandığı ve bu tesisin sadece yer üstündeki kısmının imha edildiği bildirilmiştir. Ayrıca, tesisteki elektrik altyapısının tahrip edildiği belirtilmiştir. Natanz Nükleer Yakıt Zenginleştirme Tesisi sahasının dışında radyasyon seviyesinin değişmediği, bu nedenle söz konusu olay sonucunda nüfus veya çevre üzerinde herhangi bir radyolojik etki olmadığı belirtilmiştir. UAEA'nın söz
Çalışmaya göre sel ve kuraklık gibi aşırı olaylar daha sık, daha uzun süreli ve daha şiddetli hale geliyor. NASA'nın yeni verileri, kuraklık ve sel gibi hava olaylarının yoğunluğunun son beş yılda önemli ölçüde arttığını ortaya koydu. Çalışma, bu tür aşırı olayların giderek daha sık, daha uzun süreli ve daha şiddetli hale geldiğini, geçen yılki rakamların 2003-2020 ortalamasının iki katına ulaştığını ortaya koyuyor. Yükselişin dikliği öngörülmemişti. Araştırmacılar, gezegendeki çevresel değişiklikleri izleyen NASA'nın Grace uydusunun dikkatli gözünden gelen son rakamlar karşısında şaşkınlığa uğradıklarını ve endişelendiklerini söylüyorlar. Aşırılıkların yoğunluğunun küresel sıcaklıklardan bile daha hızlı yükselmiş gibi görünmesine rağmen, iklim değişikliğinin belirgin eğilimin en olası nedeni olduğunu söylüyorlar. Met Office uzmanı, aşırılıklardaki artışların uzun zamandır tahmin edildiğini ancak artık gerçekte görüldüğünü söyledi. İnsanların daha önceki deneyimlerin dışında olacak bu tür hava olaylarına hazırlıksız olduğu konusunda uyardı. Veriler henüz hakem denetiminden geçmedi ve araştırmacılar, kesin olarak bir trend olarak adlandırmak için 10 veya daha fazla yıla daha ihtiyaç duyacaklarını söylediler. Veriler, Maryland Üniversitesi Dünya Sistem Bilimleri Disiplinlerarası Merkezi'ne bağlı NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nin Hidroloji Bilimleri Laboratuvarı'ndan Dr. Bailing Li tarafından ortaklaşa üretildi. Dr. Bailing Li, Guardian'a şunları söyledi: "Henüz nedenselliği kanıtlayamıyoruz - çok daha uzun bir veri setine ihtiyacımız olacak. Burada tam olarak ne olduğunu belirlemek zor, ancak diğer